Öğretmenlere toplumda hak ettikleri saygı ve değeri kazandıracak, ekonomik ve sosyal haklarını düzenleyecek, yetiştirilme ve çalışma şartlarını belirleyecek bir “Öğretmenlik Meslek Kanunu”na ihtiyaç olduğu muhakkaktır. 

Ancak, biz eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, özensizce hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu, bizlerin sorunlarına çözüm getirmek bir yana dursun, sırtımızdaki yükü ağırlaştıracaktır. Kazanılmış haklarımızı yeni şartlara bağlayan, öğretmenleri kendi aralarında ayrıştıran, okullardaki çalışma barışını hedef alan, öğretmeni, veli ve öğrenci gözünde ayrıştıran, yükü zaten ağır olan öğretmeni bir de yeni angaryalarla uğraşmaya mecbur eden ve en önemlisi mesleğin itibarına göz diken bu kanun, sadece mesleğimiz için değil tüm eğitim sistemi için de bir tehdittir.

Eğitim-İş olarak, kanun ilk gündeme geldiği andan itibaren karşı duruş sergiledik, hakaret niteliğindeki bu kanuna karşı itirazını dile getiren, duruş ortaya koyan tüm sendikaların mücadelesini de saygıyla karşıladık. 

Haklı itirazlarımıza, güçlü eylemlerimize, sözümüzün toplumda yankı bulmasına kulaklarını tıkayan siyasi iktidarın ÖMK’nın bu halinde ısrar etmesi hepimize bugün başka bir sorumluluk yüklemektedir.

İnanıyoruz ki gün, birlikte karar alma ve harekete geçme günüdür. Tüm sendika üyelerinden haklı olarak gelen “ortak tavır ve ortak eylem” çağrısına kulak verme, tabandan gelen bu sesin gereğini yapma günüdür. Gün, mesleğimizin itibarı için ortak hareket etme günüdür. Gün, bizlerin üretimini küçümseyenlere karşı üretimden gelen gücümüzü, hep birlikte gösterme, geleceği yazma günüdür.

Biz eğitim işkolundaki tüm sendikaların, tüm üyeleriyle aynı günde, aynı söylemle iş bırakmasının, bugüne kadar ÖMK’ya karşı her birimizin ayrı ayrı verdiği mücadeleyi daha ileriye taşıyacağına inanmaktayız.

Bu duygu ve düşüncelerle, öğretmenlik mesleğine saldırı niteliği taşıyan ÖMK’ya karşı, iş bırakma eylemliliğini ortaklaştırmak için, 14 Ekim, saat 14.00’te, Başkent Öğretmenevi’nde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyacağız.